19 Eylül 2009

Kırmızı başlık








Mutlu mesut gittiğiniz bir misafirliğe başlarkenki korkunç tondan irite oluyorum.

-Zrrrr

-Kim o?

-Biziz! (en sevecen ses tonuyla bir aile sesi)

-DzzAAAAAAĞT!!! (en kalınından bi fa notası)

Apartman kapısı seslerini de güzel yapsa ya insanlar?




Bu arada bütün notalarla aram iyidir. ama ''fa'' yı sevmiyorum. Fa diye nota mı olur?


Deo-stickleri de çıktı sonra.

Ama dedim ya ''Fa'' yı sürmüyorum.




Geçen gün bir espri yaptım.Herkes çok güldü. Ama diyemedimki bu espri benim değil aslında. O kadar çok güldünüz ki o anın tadını bozmak istemediğim için söyleyemedim benim esprim olmadıgını. Emir'in esprisiydi o.


Bi de şu var. Aynı espriyi ikinci kez farklı bir ortamda yapmak. Ama tam yerine oturtmak. O an daha önce yaptıgınızı bilen birinin o masada bulunması ve onun gözlerine bakıp ''ben dünyanın en yavşak adamıyım dimi ? Dimi!? Al gayrı beni benden. gidelim buralardan''demek. Demiyor muyuz? diyoruz.



Araştırma ödevleri: Tantra, Misina yapımı, Körlerin kanser olmayışı.



Şuan bulundugum evde ilkokuldan beri görmediğim , ''İlk yardım dolabı'' var. Demirbaş listesini arıyor gözlerim. Hah Filaster bant da burdaymış.



Kapıcımız evin içine kadar giriyor. Bu da beni deli ediyor. Miribaa diyor bi de.




İstanbul'dan ayrılıyor olmak bana koyuyor. Melankolik oldum iyice. Bi kaç gündür yazamayışımın sebebi bu afallama da olabilir. olmayabilirde.


Çok Ünlü birinin kuaförü (çok ünlü ama), geçtiğimiz yıllarda bir organizasyonda görevli arkadasıma ısrarla blow job yapmak istemiş. Gay ' lerin aşırı ısrarcılarına karşı bir sivil toplum örgütü kurulmasını talep ediyorum. Burdan bütün ısrarcı gaylere sesleniyorum. Nasıl ki ısrarcı abaza bir heteroseksüel erkek ya da kız karşı taraf tarafından itici bulunuyor ve rahatsız edici oluyorsa siz de aynı oranda rahatsız edicisiniz. Hatta homofobi diye bir şeyi var edenlersiniz. Düşünün yani ''fobi'' yaratıyorsunuz. ''Hadi geç şu çalıların arkasında bi blow job yapayım sana'' bu repliği duyan arkadasım şuan hastanede yatıyor. Yazıktır.



Bu arada alıngan gay arkadaslarım varsa bu yazıyı okuyan. Onlardan özür diliyorum. Ama hem gey hem de alıngan olarak şansınızı fazla zorlamıyor musunuz?



Birini ısırmak istemek çok içten bi duygu sanırım. öpmek ,sevişmek falan tamam da. ısırmak istemek başka bi boyut.


Migros da güzel bi yer.


Honolulu da güzel.



Okuyucu sıkmak daha da güzel.








Bu kadar satır boşluğu neden ? neden ?




Emre Pazarlama gururla sunar! (kırmızı başlık)

Rock 'n beer diye bir yer açılmış izmirde. gidilesi. her ne kadar web sitelerinde müziğin ve biranın dibine vurmaya geliyoruz! şeklinde'' köyden indim şehre gazı'' barındırsalar da. Bi şekilde güzel bi atmosfer yakalamışlar içerde. İstanbuldan dönüp, sokak arası mahalle bar kültürüne alışmaya zorlanırken burayı bulmak güzel oldu. Ah bir de müzikler birbiriyle uyumlu geçişlere sahip olsa.

Derken gökten şevkatli bir el, Emre'nin başını ''zamanla olum, zamanla...'' diyerek okşamaya başlar. Emre yukarı bakarak ''öyle olur değil mi amca?'' diye en saf haliyle sorar.



yataktan yeni kalkıp banyoya gittiğimde yüzüme bakıp begeniyorsam kendimi, o gün güzel geçicek demektir. ha ama yok ''bu ne lan?!'' diye bakıyorsam kendime. O gün de var bi terslik.


Dorian Gray'in portresini tavsiye ettim dün . Size de tavsiye ediyorum okuyun. Kitap incelemesi yapan biri olmak istemiyorum burda. Alın okuyun.Güvenin bana. Önsözü de iyi okuyun. Hatta sadece ön sözü okusanız da yeter açık yaralarıma, belki sen umutsuzluktan sessizsen zaten her zaman kaybettik senle ben. nannara nanna naranaa..



Dün gece eve dönüyordum. Her şey yolundaydı. Bir anda bakkalda karşıma Gofy gofret çıkıverdi. Başka gofret olmayışı yüzünden bu mavi ambalajlı değişik gofreti almak zorunda kaldım. İşte bu benim sonum olacaktı. Sabah kalkıp , yaptıgım nescafe'nin yanında yemek üzere açtığım bu gofret bütün damagımı büzüştürmeye yetecek oranda bir çirkinliğe sahipti.

Derken bir anda ülker gofreti hatırladım. Gözlerim doldu. Onun o çıtırsı dokusu, ambalajın içine yapışan çikolata kısmına rağmen arsızca onları tüketişimi andım. Tam ağlamaklı bir halde sol yukarı çapraza bakıyorken, bir anda çılgın bedişle karşılaştık. O da sol yukarıya doğru bakanlar derneğindenmiş. Bana üyelik formu getirdi. Dedi ki '' Merhaba emre ben de düşünce alemine dalarken oraya bakıyordum bak şimdi nerelere geldim'' . Bunu demesiyle irkildim ve kendime geldim. Bir gofret beni bu hale getiremez yonca ! anlıyor musun! diyerek üstüne yürüdüm. Korkmuşa benziyordu. Ne yapacagını şaşırmış bir halde Saçlarının ön kısmı aşırı şekilde uzun ve dik olan arkadası savaş ı çagırdı. Ortama o da gelince gofretimi çektim. O da bir espri yaparak beni etkisiz hale getirdi. Uyandıgımda sol yukarı doğru bakıyordum. Ve bana bediş diyorlardı.



Peki ya çılgın bediş'te Savaş'ı oynayan adamla iş görüşmesi yapmama ne demeli? Rıza Sönmez'in fransız sokağında güzel , şık bir restoranı var şimdi. Emre Pazarlama tavsiye ediyor. Ermeni mezeleri falan harika. Adımı söyleyin indirim de alın.


hava atar gibi bitiririm.




seks.!






4 yorum:

Eli Nislis dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Elizaphelia© dedi ki...

Isırmak.
dişlerim kaşınıyo benim resmen birini ısırmak istediğimde ve sanırım bu benim büyük bi sırrım, yok, sır deilde bilemedim, ısırmak deli bişidir.

kapıcınıza selamlar,
size de saygılar ,

-N-

Emre Tanrıverdi dedi ki...

ısırmak konusunda herkesin bi isteğinin olması ne güzel .

Elizaphelia© dedi ki...

çok hoş